Pazar, Eylül 16, 2007

Doğum Günün Kutlu Olsun!


Doğum Günün Kutlu Olsun!




Her yıl 15 eylülde arardım onu. Yeni yaşını kutlar, aklıma gelen tüm güzel temennileri sıralardım cevap vermesine fırsat vermeden ve sonra da mutluluk içinde verdiği cevabı dinlerdim...



Bu sene yapamadım bunu. Bundan sonra da yapamayacağım. Onu şerefsizce aldılar bizden. Hâlâ da bu konuda pek çok şerefsizlik devam ediyor ne yazık ki...



Can dostum Hrant... Sen yaşıyorsun ve yaşayacaksın. Ne yaparlarsa yapsınlar, seni yok etmeyi başaramayacaklar!



Bu sene 15 eylül Cumartesi günü senin doğum gününü kutlamak için ne yapmalıyım diye düşünürken, Aydan aradı, ‘adaya gitmeye ne dersin?’ diye sordu. Bahsettiği Burgazada. Sevindim. Adaları severim. (İki Milyon TL’ye Özgürlük yazım aklıma geldi...) ‘Tamam’ dedim, ‘gidelim’. Ada vapuruna bindik, ‘1,5 YTL’ye özgürlük’ diye gülüştük. Vapurda simit, çay, sohbet derken ilk adaya, Kınalıada’ya yaklaştık.



Ben her yıl 15 eylülde sevgili arkadaşım Hrant'ı arar, 'canım benim, doğum günün kutlu olsun, tüm arzuların gerçek olsun, güzel bir sene geçir' vs vs derdim. Genelde de okulların açılmasından önceki günlere denk geldiği için doğum günü, AGOS gazetesinde değil de Beyaz Adam Kitabevi'nde olurdu.



Yaşasaydı bu Cumartesi yeni yaşını kutlayacaktı.



Onun yaşadığını düşünmek benim için daha iyi olacaktı.



Burgazada benim özgürlük duygularımı en uç noktalara taşıyan bir yer olduğu için, ben de özgürlüğü seçtim, oraya gittim ve adalar vapuru Kınalıada'ya yaklaştığında biraz hüzünlendim. Güzeller güzeli Kınalıada, benim en sevdiğim... Hüzünlü ve sessiz... Hrantı yok artık adanın. ‘Yok’ dedim, ‘dur bakalım, Hrant orada!’ Gülümsedim, yazın son günlerini yaşayan adaya baktım, Hrant'a bir selam verdi gönlüm... Doğum gününü kutladım.



Son vapurla dönerken de Adalı dergisinin eylül sayısı kucağımda, Necmi Tanyolaç’ın yazısını okuyorum:



“Burgaz... Lisedeki felsefe hocamızın deyişiyle ‘Aşk Adası’... Öyle olmasa, Sait Faik bu Ada’ya, bu Ada’nın insanlarına, kedilerine, martılarına ve cıvıl cıvıl Rum kızlarına aşık olur muydu?” diyor. Gülümsüyorum, ‘özgürlükler adası’ diye geçiriyorum içimden. Benim ruhumun özgürlüğü hissettiği, kanatlanıp uçtuğu ada...



Kınalıada’ya yaklaşıyoruz, can dostuma hem doğum günün kutlu olsun hem de yolun ışık olsun diyorum ışıl ışıl Kınalıada'ya bakıp bakıp...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails